2005 yılında ilk defa yurtdışına çıktığımda Hollanda’ya gitmiştim. Amsterdam’ dan geçerek The Hague (Den Haag) ‘a varmıştık. Amsterdam’dan büyülendiğimi Rijks Müzesinden çıkmak istemediğimi hatırlıyorum. Tüm bunların yanında beni en çok etkileyen şey Den Haag gibi küçük bir şehirde olan ESCHER Müzesi oldu. Neredeyse tüm paramı müzenin hediyelik eşya dükkanında harcayıp, üstüne öğretmen olduğumu söyleyip, üzerlerinde Escher’in tessellationları basılı hediye kaplama kağıtlarından kravat kutularına kadar her türlü ücretsiz şeyi de aldığımı hatırlıyorum.

​

O zamanlardan bugüne kadar birçok ülkede, birçok müze özellikle de matematik, bilim ve teknoloji müzeleri ile doğal tarih müzelerini gezme fırsatım oldu. Hepsi birbirinden etkileyici bu müzeleri, daha çok camekanların arkasında saklanan eşyalara bakılan yerler değil de gerçekten bilim ve teknoloji uygulamalarının içine girebileceğiniz, bilimi aksiyon halindeyken deneyimleyebileceğiniz ve çok da eğleneceğiniz yerler olarak düşünün.

​

Özellikle San Francisco’daki Exploratarium ve Almanya Wolfsburg’daki Phaeno Müzesine yollarınızı düşürmeye çalışın.  Mutlaka açılış saatlerinde kapılarında olun, zamanın nasıl geçtiğini ne zaman çıkma vaktinin geldiğini anlamayacaksınız. Her iki müze de ziyaretçilerine bilimin en eğlenceli ve en enteresan yanlarını sunuyor. Umuyorum Türkiye’de de bir gün bu nitelikte bir müze açılır.

​

Bunun yanında sadece Matematik için ayrılmış New York’daki MOMATH ve Almanya Hamburg’daki Mathematikum da hem öğretmenler hem de matematiği seven sevmeyen tüm öğrenciler için birer cennet.

​

Yunanistan ve İtalya’daki bilim müzeleri / merkezleri ise, bilimin tarih boyunca nasıl geliştiğini ilerlediğini size yaşatıyor. Floransa’da ki Galileo Müzesini düşünün ya da Roma da ki Leonardo Da Vinci müzelerini, sergilerini .. Yunanistan da Pisagor’un ya da Plato’nun izinden yürüyebildiğinizi ..

​

Yurtdışında yaşamaya başlayanların ilk gözüne çarpan şeylerden biri de local kütüphaneler, özellikle çocuklara hem okumayı hem de bilimi sevdiren birbirinden renkli ve çeşitli STEAM kitapları köşeleri.. Tüm bunların yanında, okullardaki bilim eğitimini dışarda da destekleyen bilim müzeleri, doğa ve bilim merkezleri, akvaryumlar, hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri ve arboretumlar, sağlık ve çevre örgütleri merkezleri de ilk göze çarpan yerlerden..

​

Sınıf ortamı dışında gerçekleşen, sınav baskısı olmadan, müfredat ve seviye sınırlamalarından uzak, bu formal olmayan eğitim ortamlarında çocuklar en karmaşık bilimsel olguları bile deneyimleyebilirler. Bir müzeye tek bir ziyaret bile, öğrencilerin, bir konu hakkında derinlemesine bilgiye sahip olmalarına ya da gelecekteki çalışmalarına ilham kaynağı olabilir.

​

Herhangi bir bilgi veya fikir edinmeden bir müzeden çıkmak neredeyse imkansızdır.  Bunun yanında, araştırmalar, bilim müzelerinin, bilim okuryazarlığı ve toplumun bilim ve teknolojiye yönelik bakış açısı tutum ve davranışları üzerinde de olumlu etkilere sahip olabileceğini göstermiştir.

​

Ve son olarak aşağıdaki şehirleri ziyaret etmeyi planlayan bir ebeveynseniz, çocuklarınız için  de, bu akıllara durgunluk veren müzeleri ve bilim merkezlerini ziyaret etmek için zaman ve fırsat yarattığınızdan emin olun. Bir yandan çok eğlenirken bir yandan da bilim ve matematiğe bakış açılarındaki olumlu değişime inanamayacaksınız.

​​